Yaklaşık 150 bin Türk’ün yaşadığı Berlin’e giden Türk turistler, yalnızca Türkçe konuşarak şehri gezebilir, yemek yiyebilir, konaklayabilirler.
180’den fazla millete ikinci vatan olan Almanya’nın “Multi kültürel şehir” olarak adlandırılan Berlin’de yaşayan yabancıların büyük çoğunluğunu Türkler oluşturuyor. Yaklaşık 150 bin Türk’ün yaşadığı Berlin’e giden Türk turistler, daha hava alanından çıkarken, kapıdaki onlarca taksicinin büyük çoğunluğunun Türk olduğu Berlin’de, yabancı dil bilmeden, yalnızca Türkçe konuşarak şehri gezebiliyor, Türk lokantalarında yemek yiyebiliyor, Türkler’in işlettiği tesislerde konaklayabiliyor.
Türkler Berlin’de daha çok “Küçük İstanbul” olarak da adlandırılan Kreuzberg semtinde yaşıyor. İstanbul’daki herhangi bir mahalle görünümündeki Kreuzberg’de Türk bakkalı, Türk manavı, Türk berberi Türkler’in yanı sıra, diğer göçmenlere de hizmet veriyor. Türkiye’den Berlin’e 30-35 yıl önce giden gurbetçiler arasında, tek kelime Almanca bile öğrenmeden Kreuzberg’de yaşamını sürdüren ve her türlü ihtiyacını karşılayabilen Türklere de rastlamak mümkün.
Berlin’de Kreuzberg ve Postdamer caddesi başta olmak üzere bir çok semtte Türk kahvehaneleri yer alıyor. Türkiye’deki gibi “pişti” ve “okey” oynanan Türk kahvehanelerinde bu yılbaşından itibaren, diğer kapalı mekanlarda olduğu gibi sigara içilemiyor.
Berlin’de yaşayan Türkler ibadetten, günlük yaşama kadar Türkiye’de ne varsa Berlin’de de aynı imkanlara sahip olabiliyor. Türkler, yoğun yaşadıkları semtlerde camiler kurarken, düğünler de Türkler’e ait salonlarda davul-zurna, kemençe eşliğinde halay çekilerek yapılıyor. Berlin caddelerinde kimi zaman kornalar çalarak giden bir konvoy görürseniz, bunun bir Türk düğünü olduğunu anlayabilirsiniz.
Türkiye’deki bazı ulusal gazeteler Almanya’ya özel baskılar yapılıyor. Almanya’da yaşayan Türklere yönelik haberlerin çoğunlukla kullanıldığı bu gazetelerde iş arayanlar, satılık ve kiralık gayrimenkul ilanlarının yanı sıra, “Her yöreye uygun davul-zurna düğünü yapılır” gibi ilginç ilanlar da göze çarpıyor.
Berlin’de biri geçtiğimiz günlerde yayına başlayan Türkçe yayın yapan iki radyo istasyonu da 24 saat boyunca Türkçe müzik ve haber yayını yapıyor
YEMEK KÜLTÜRÜ
Berlin’e gidenlerin tadabilecekleri en belirgin Alman yiyeceği sosis. Bunun yanı sıra şehirde hemen her etnik grubun kendi mutfaklarına yönelik lokantalar yer alıyor. Berlin’de en yaygın lokantalar ise Türkler’in dönerci dükkanları. Türkler’den daha çok Almanlar’ın tercih ettiği bir yiyecek halini alan döner, tat ve sunum değişikliği geçirerek, genelde ekmeğin içinde mayonez ve marul salatasıyla sunuluyor.
Berlin’deki en ünlü Türk lokantalarından biri ise Mehmet Aygün’ün sahibi olduğu Hasır Lokantaları. Şehrin çeşitle kesimlerine yayılmış 6 Hasır Restoranın yanı sıra Mehmet Aygün, Berlin’de bir de İtalyan lokantası açtı. Berlin’deki bir diğer İtalyan lokantasının sahibi de Adnan Oral.
Berlin’deki en ünlü Çin lokantalarından birisini de yine bir Türk işletiyor. Hackescher Markt civarındaki Chinado’nun işletmecisi Abdullah Özgür,Çin’den getirtiği usta ve garsonları çalıştırıyor.
Berlin’e gidip de hamsi tava yenilebileceği pek kimsenin aklına gelmese bile Postdamer Strase biri Rizeli iki Türk ortağın çalıştırdığı Atlantik Fishladen adlı balıkçı lokantasında “hamsi tava” dahi yiyebilirsiniz. Ancak Ayhan Yenel ve Halit Sorgun’un işlettiği balık lokantasında pişen hamsi, Karadeniz’den değil İtalya’dan günlük getiriliyor.
MÜZELER ADASI
Türkiye’den götürülen Zeus Sunağı’nın sergilendiği Pergamon (Bergama) Müzesi’nin de bulunduğu Berlin’deki Müzeler Adası’nda, yoğun bir restorasyon çalışması yürütülüyor. Kentin içinden geçen Spree Nehri üzerinde, küçük bir ada olan ve Paris’in Louvre Müzesi ile rekabet edebilecek nitelikteki Museuminsel (Müzeler Adası), büyük bir tarihi zenginliğin sergilendiği beş eski müzeden oluşuyor. Bölgedeki restorasyon çalışmaları tamamlandığında, Berlin Müzeler Adası’nın, Paris’teki Eyfel Kulesi çevresi Roma’daki Coliseum, İspanyol Merdivenleri ya da Trevi Fountain (Aşk Çeşmesi) kadar turist yoğunluğuna sahne olması bekleniyor.
Müzeler Adası’ndaki çalışmalar tamamlandığında bu bölgenin “Dünyanın en büyük evrensel müzesi” unvanını da alacağı söyleniyor. Müzeler Adası’nın restorasyon çalışmaları için 417 milyon Euro harcanacağı da kaydediliyor
TURİSTİK VERİLER
Türkiye’nin Berlin Büyükelçiliği Kültür Müşavirliği’nin ITB Berlin Turizm Borsası Fuarı’na özel hazırladığı broşürde, Berlin’de 175 müze bulunduğu ve müzeleri yılda 12 milyon 300 bin kişinin ziyaret ettiği bilgisi yer alıyor. Broşürde yılda yaklaşık 2 milyon turistin 6 milyon geceleme yaptığına da yer veriliyor. Berlin’de 6 devlet tiyatrosu, 18 özel tiyatro, 4 devlet opera ve balesi, bir özel opera ve bale, iki ayrı senfoni orkestrasının bulunduğu kaydediliyor.
Almanya’nın genelinde yılda 2 bin 500 tiyatro eseri yılda 110 bin kez sahnelenirken, yılda 7 bin opera, bale ve müzik konserinin önemli bir bölümü ülkenin başkenti Berlin’de gerçekleştiriliyor. Berlin’i 2 milyon turistin ziyaret etmesine karşılık, dünyada en çok seyahate çıkan Almanlar’ın ülkesine de yılda 25 milyona yakın turist geliyor.
Almanya’nın siyasi başkenti olmanın yanında “kültür başkenti” olmasıyla da bilinen Berlin, “sanat, sanatçı ve müzeler şehri” olarak da adlandırılıyor. Yılda 750’den fazla opera gösterisinin yapıldığı kültür başkenti Berlin’deki sahneler uluslararası çapta çok çeşitli kültür ve sanat programlarını ağırlıyor. Tiyatro, konser ve opera salonları üst seviyedeki klasik müzik repertuvarından örnekler veriyor.
Doğu ve Batı Berlin’in birleşmesinden sonra kent her şeyin çiftine sahip oldu. İki parlamento binası, iki büyük üniversite, iki büyük hava alanı, iki kent merkezi ve iki Mısır müzesi. 1989’da şehri ikiye ayıran duvar yıkıldıktan sonra Berlin’in doğu tarafında yoğun bir restorasyon çalışması başlatıldı. İşte bu bölümde ünlü mimarların modern mimarinin şaheserlerinden sayılan iş merkezleri inşa edildi
30 Mayıs 2008 Cuma
ALMANYA
Etiketler:
YURTDIŞI TATİLİ